CİLDİM BENİM İMAJIM

İzel, iki kez operasyon geçirdiği cildindeki izleri artık sorun etmiyor. “Stres yüzünden yirmili yaşlarda çıktı. Artık bir şey yaptırmayı düşünmüyorum” diyor

‘Kızımız Olacaktı’, ‘Bebek’, ‘Ah Yandım’ gibi duygusal şarkılara imza atan, Türk Pop Müziği’nin sevilen sesi İzel’le Etiler’de Harvard Cafe’de görüştük. ‘Jazznağme’ adlı yeni albümünde Türk Sanat Müziği şarkılarıyla nostalji yaşatan İzel, (41) “Aileme söz verdiğim için bu albümü yaptım” diyor. ‘Hatırla Sevgili’ dizisinin yakışıklısı Emre Özcan ile tutkulu bir aşk yaşayan İzel evlenip çocuk sahibi olmak istediğini söyledi.

Kaçıncı albüm ‘Jazznağme’ ?
12’nci albüm. Aslında seneye bakınca 25 senede 12 albüm çok da değil. 15 yaşımda başladım müziğe. Bayağı bir erken başladım; bir yandan okul, bir yandan müzik.

‘Jazznağme’ ismi nereden aklınıza geldi?
TSM albümü yapma fikriyle girdik stüdyoya ama onu tam yerine koyamıyordum. Bir gün Selim Çaldıran’la bir araya geldik, demoları hazırlarken caz hareketler yaptı, akorlar basmaya başladı. Bir baktık çok yakışıyor şarkıya. Selim’in de enstrümantal albüm projesi vardı. Enteresan oldu ama şarkıların içeriğini bozmadık hiç. Albümün adını da Selim Çaldıran koydu; ‘Jazznağme olsun’ dedi.

“İşin kolayına kaçmışlar” diye bir eleştiri var...
Hiç kolayı değil! Her açıdan böyle. Maddi açıdan bir pop albümüne göre çok daha pahalıya mal oldu. Şu anlamda kolay olabilir; kapı kapı dolaşıp beste aramadım. Çünkü inanılmaz bir okyanusun içine girmiştim. Ama bazı zorluklar var. Pop müziğin affedip de Türk Sanat Müziği’nin asla affetmeyeceği şeyler var. Ben Devlet Konservatuarı Türk Müziği bölümü mezunu olduğum için zorlanmadım.

Hayalinizmiş galiba bu albüm.
Hayalim şöyle; benim anneme babama yıllar önce verdiğim sözdü bu. Biraz geç yerine getirdim bu sözü ama şan, şöhrete kaptırınca insan çok fazla unutabiliyor sözlerini. Türk Müziği konservatuarına annem babam elimden tutarak götürdüler, çok destek oldular. Ama hayalleri şuydu: Radyo sanatçısı olmam! TRT’ye girmek ya da okulda hoca olarak kalmak. Tabii hayat beni popçu olarak başka bir yere sürükleyince onlarda içlerinden biraz üzüldüler ama bana da bir şey demediler.

“Müjdat Gezen beni keşfedenlerden biridir”
Sizin için en özel şarkı hangisi?
Bizim için en özel şarkı ‘Gurbet’ti. Çünkü annem babam benim ilkokul öğretmeni.?Tam konservatuara girdiğim sene Ağrı Patnos’a tayinleri çıktı, üç sene ayrı kaldık. Yıldırım Gürses’e ait ‘Gurbet’ şarkısı birbirimize söylediğimiz bir şarkıydı.
‘Bir Bahar Akşamı’ öğrendim ki Müjdat Gezen’in en sevdiği şarkıymış. O benim sanat hayatımda çok önemli bir yerde. Beni keşfeden kişilerden biridir. Haberi yok onun için koyduğumdan, belki bu röportajı okursa haberi olur.

Müjdat Gezen’in sizi keşfetmesi nasıl oldu?
Çok eski, hem okuyup hem de Maksim’de assolistlere çalıyorduk. Orkestradaki tek kız bendim. Ve de kemençe çalıyordum bu ona çok garip geldi. Elma Kabare zamanı, rahmetli Cenk Koray’la kabare yapıyorlardı. Bana dedi ki, “Sana kemençe ile caz yaptıracağım”. Ve Elma Kabare’de biz üç kişi, saksafon var, piyano var, bir de ben varım kemençe çalıyorum. Sonra sesimi çok beğendi ve bana şarkı söyletmeye başladı.

Albümde arabesk tarz var mı?
Arabesk yok, Türk Sanat Müziği. Arabeski Işın Karaca yaptı. Benim okuduğum şarkılar daha çok Meyhane Şarkıları. Neo Klasikler var.

Bestecilik yönünüz de var.
Benim bir tane bestem vardır, o da ‘Adak’ albümünde, ‘Biz Hep Böyleyiz’ adlı şarkı. O zamanlar çok sevilmişti. Yıllar sonra bu albümde bir bestem var. ‘Baba Beni Maziye Götür’. Bu hayatı, sevgilisini, aşkı babasına şikayet ediyor.

Gerçek bir şey mi, esinlenme mi?
Gerçek aslında. Ben besteci olmadığım için ancak gelirse oluyor. Biraz sıkıldığım bir dönemdi, bir anda babamla dertleşme isteği oluştu herhalde bende. Bir anda kalktığımda bu şarkı vardı yani. Sözleri de müziği de bana ait.

Kaç kez operasyon geçirdiniz?
İki kez. İkisini de geçen yıl yaptırdım üst üste. Yüzde 50 sonuç aldık ama hiçbir zaman pürüzsüz olmuyor. Çünkü benim cildimde çok derin izler kalmış. Ne kadar kat altına inseniz de derinde olduğu için o izler, yüzde 50’den fazlasını alamıyoruz. Çok da sorun etmiyorum artık. Onları o zaman bir denemem gerekiyordu, etraf baskısından dolayı yaptırdım. Şu anda da dert etmiyorum, imajım benim. Boşuna başka bir şey yapmama gerek kalmıyor. Artık bir şey yaptırmayı düşünmüyorum.

Nedeni nedir?
Benim ergenlik dönemimde bile yoktu. Yirmili yaşlarda oldu. Bu işlerin de verdiği stres galiba benden o şekilde çıktı. Yine o şekilde çıkmış, içeriden daha ağır bir şey de olabilirdi. Her şeye şükretmek lazım.

“Evlenip çocuk sahibi olmak istiyorum”
Çocuk özlemi var mı?
Tabii istiyorum evlenip çocuk sahibi olmak. Aynı zamanda da mesleğimi yürütmek. Sibel Can’ı çok kıskanıyorum o anlamda. Üç tane çocuk büyütüyor, mesleğini de yapıyor güzel güzel. Ben de öyle olmak isterim.

Evlilik düşünüyor musunuz?
Tabii düşünüyoruz. Şu anda çok saygı duyduğum, güzel olduğuna inandığım bir ilişki yaşıyorum. Ve bunun da evliliğe doğru gitmesini istiyorum ama hiçbir zaman olmadı, olacak inşallah kısmetse.

Emre (Özcan) Bey’le ne kadar zamandır birliktesiniz?
Dokuz ay oldu. Çok duygusaldır.

Nasıl tanıştınız?
TRT’de Emel Müftüoğlu’yla bir dizide oynuyordu. Ben Emel Müftüoğlu’nu ziyarete gittiğimde tanıştık. Önce arkadaşlığımız başladı, sonra aşka dönüştü. Evliliği tabii ki düşünüyoruz ama zamanı veremiyoruz. Onu tanımadan önce oyuncu olarak çok beğendiğim biriydi. ‘Hatırla Sevgili’de Çevo karakterini canlandırıyordu. Hiç kaçırmadığım bir diziydi ve ben ona çok hayrandım. Demek ki öyle bir enerji olmuş ve çağırmışım ben!

Şu an herkes arabesk yapıyor
“Pop müziğin içinde de arabesk var” diyen İzel, klasik üçlüsünü anlattı: Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses ve Kibariye. Böyle bir dönemim oldu, sürekli onları dinledim. Enteresan bir geçmişim vardır, pop, caz dinlerken
bir anda kendimi arabesk dinlerken buldum. O bizim kanımızda dolaşan bir şey! Popüler müziğin içine baktığınızda özü arabesk. Biz sadece sound’larla, ritimlerle poplaştırıyoruz. Bence şu anda zaten herkes arabesk yapıyor!”